28 Mayıs 2015 Perşembe

kurtlara söyle eve döndüm

merhaba arkadaşlar bugün sizlere Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ün yorumunu yazıyorum bu kitabı önceden okumuştum yorumu yazmıştım ama paylaşmamıştım umarım begenirsiniz  iyi okumalar :)

öncelikle harika bir kitap olduğunu söylemek istiyorum ve herkese kesinlikle tavsiye ediyorum alın okuyun :) kitap junie adında bir kızın azından anlatılıyor junie'nin finn adında bir dayısı var ve junı bu dayısın çok seviyor dayısı AIDS hastasıdır ve eş cinsel. her pazar junı annesi ve ablası greta'yla birlikte finn dayısını ziyaret etmektedir ayrıca finn dayısı çok iyi bir ressamdır ve greta'yla juni'nin 



bir portresini çizmektedir bir süre sonra greta artık onlala pazar günleri ziyarete gitmez çocukluklarında junie ve greta çok iyi anlaşmaktadırlar fakat greta liseye başladıktan sonra araları eskisi gibi değilmiş.Juni bazenleri okul çıkışında okulun karşısında ki ormana gdip zaman geçirir.Bir zaman sonra finn ölür ve junie bu durum'a çok üzülür ve etkilenir finn'in cenazesine gittiklerinde dışarda bir adam vardır anne ve babası adamı sakın konuşturmamalarını söyler.Genelde Greta bütün yaşanan olayları bilen kişidir ve junie'ye o kişinin finn'in ölümüne neden olan kişi olduğunu söyler bir ara Junie evde yalnızken kendisine bir kargo gelir ve içinden Finn dayısının çaydanlığı ve bir de not çıkar not'ta Toby den yani Finn'in aşkındadndır :D not ta bir buluşma yeri tarihi vardır bundan kimseye bahsetmemesi falan yazmaktadır bu arada greta okulun tiyotra bölümündedir ve çok iyi bir tiyatrocudur ve bazı akşamları okulun karşısında yapılan patiye junie'yide çağırır  bu partilerde baya şey yaşanıyor tabi Finn dayısının ölümünden sonra yaptığı portyei ilk salonlarına asıyorlar fakat daha sonra bir bankada saklı tutuyorlar  junıe ve greta istedikleri zaman görebilirler bu arada tablonun adı kurtlara söyle eve döndüm :) junie en sonda toby le buluşuyor ilk başlarda kararsız kalsada sonunda buluşuyor Toby junie'ye Finn'in bıraktığı mektupları veriyor ve her zaman bir şeye ihtiyacı olursa yardım edeceğini söylüyor.ve junie'yle Tobyy gizlice sık sık buluşmaya başlıyorlar ve her buluşmadan sonra Toby bir şeye ihtiyacın olursa her zaman bana söyleyebilirsin diyor ve bir gün gerçekten de junıe Toby'den yardım istiyor  ve bu yardımın sonunda her şey değişiyor...  :D  :D 

   
Arkadaşlar sakın ön yargılı davranmayın bu kitaba muhteşemdi çok beğendim ben migrosta 7.95 indirimde görüp aldım ve iyi ki de almışım hatta daha önce almadığıma pişman oldum kesimlikle alıp okuyun umarım beğenmişsinizdir takip ederseniz çok sevinirim yorum bırakmyaı da unutmayın görüşmek üzer bay bayyy :) :*











16 Mayıs 2015 Cumartesi


merhaba arkadaşlar bugün sizlere bana ikimizi anlat kitabını yorumluyorum.:D iyi okumalar :)

     şimdi :D rüzgar demirsoy adında bir adam var ve bu adam çocukluğundan beri komşuları olan yağmur diye bir kıza aşık.rüzgar annesi ve dedesiyle yaşıyor. dedesi sayesinde hep yazılar yazıyor.Dedesini bir süre sonra kaybediyor ve dedesnin işini devam ettirmeye çalışıyor dedesinin bir şirketi var.Yağmurun berker adında bir sevgilisi var ve rüzgar bir  türlü yağmura içini dökemiyor bir ara mektup yazıyor ve veriyor ama yağmur bir neden den dolayı mektubu okuyamıyor liseden sonra yağmur berker ile yurt dışına çıkma kararı alıyor.Rüzgar yine mahvoluyor ama sonra berker gitmekten vazgeçince yağmurda gitmiyor.bir ara yağmur ve rüzgar sahile birlikte dolaşmaya çıkıyorlar ve rüzgar uçan balon satan adamdan bütün balonları alıyor ve yağmura bu balonların uçlarına bir kağıda dileklerimizi yazıp bırakalım diyor yağmur bunu saçma buluyor ama bir kağıda bir şeyler yazıyor ve balonu bırakıyor rüzgarda bir kağıda bir şey yazıp bir balonlar bırakıyor bu balon ağaca takılıyor ve düşüyor yağmur bunu okuyor ve rüzgar bir şey daha yazıp bütün balonlara bağlayıp bırakıyor. yağmur berkerle her arası bozulduğunda kendisini rüzgarın yanında buluyor ve artık rüzgar böyle kullanılmaktan sıkılıyor ve bir akşam evi terk edip gidiyor telefonunu da kapatıyor ve sahilde sabahlıyor sabah uyandığında annesinin onu defalarca aradığını ve mesaj attığını görüyor annesini böyle bir neden yüzünden üzdüğü için çok pişman oluyor ve eve gidiyor ama eve gittiğinde onu yeni bir hayat bekliyor ve her şey çok değişiyor.
 kitap 180 sayfa falandı hemen  bitiyor normalde bu tür kitaplar pek bana göre değil pek beğenmem ama bu kitap iyiydi bence.Ahmet Batmanın soğuk kahve kitabını okumuştum bu ona göre çok daha iyiydi eğer aşk kitaplarını seviyorsanız hoşunuza giden bir kitap olabilir ayrıca ailemizin değerini de anlatan güzel bir kitap.
 lütfen takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın görüşmek üzere bay bayyy :D








































10 Mayıs 2015 Pazar

MARSLI/ANDY WEIR




merhaba arkadaşlar bugün sizler için çok beğendiğim bir bilim kurgu romanı olan marslıyı yorumlamak istiyorum :) öncelikle Mark Watney <3 bu adam nasıl bir şey yaa zekası gücü her şeyine bayıldım :)

Mark Watney ares 3 ekibiyle marsa gönderilen insanlardan biridir Mark mars'a botanik olarak gitmiştir. marsa sorunsuzca yetişirler fakat marsa yetiştikten sonra bir sebepten dolayı hemen marstan dönmeleri gerekir Mark hariç ekibinde ki herkes marstan gidebiliyor fakat Mark yaşadığı bir şanssızlıktan dolayı ekibiyle dönememiştir ve ekibi onun öldüğünü sanıp onu kurtaramamışlardır ama Mark şans eseri hayttadır ama dünyayla ve ekibiyle iletişimi yoktur ve herkes onun öldüğünü sanmıştır. Mark'ta hayatta kalma mücadelesine girişir ve bir sonra ki ares ekibini beklemeye karar verir ama bu tabi ki de o kadar basit değildir oksijen vericisi bozulursa veya su arıtıcı bozulursa ölür ve daha bir çok neden bunlardan hiç biri olmasa bile yiyecek stoku bitter ve ölebilir Mark her gün günlük gibi yaşadıklarını yazmaya başlar ve hayatta kalabilmesi için yiyecek bir şeyler üretmesi gerekir bu konuda şanslıdır botanik olduğu için yanında biraz toprak ve bir kaç tane de patates bulunmaktadır Mark bunlardan kendisine bir patates tarlası bile oluşturuyor en sonda dünya Mark'ın hayatta olduğunu öğreniyor fakat Mark bundan habersiz ve nasa  onunla iletişime girmek ve onu kurtarmak için elllerin'den gelen her şeyi yapmaya başlar :D çok heyecanlıydı 

Mark'ın marsta yaşadıkları sanki dünyadaymışta her şey normalmiş gibi düşünmesi bile insa'nın ona hayran olmasını sağlıyor hayatta kalma çabaları dünyayla iletişim kurmaya çalışması yaşadığı onca zorluğa karşı boyun eğmemesi düşünceleri gerçekten hayran kalmanızı sağlıyor kitabı ilk aldığımda sıkılır mıyım diye tereddütte kalmıştım ama okurken çok eğleniyorsunuz Mark'a kesinlikle hayran kalacaksınız okumayan bütün herkese kesinlikle öneririm :) 
bir sonraki kitap yorumunda görüşmek üzere takip edip yorum bırakmayı unutmayın yaparsanız çok sevinirim :) 






bu arada bugün anneler günü bütün annelerin anneler  günü kutlu olsun onlar bizim hayatımız iyi ki varlar <3













6 Mayıs 2015 Çarşamba

KIZIL TEPE/JAMIE MCGUIRE



KIZIL TEPE



merhaba arkadaşlar bugün sizlere Kızıl Tepe kitabını yorumluyorum iyi okumalar :) biraz uzun oldu ama umarım beğenirsiniz :D
Scarlet 2 kızı olan kocası ayrı bir doktordur kızları'nın babalarıyla geçirecekleri bir gün onları okula bırakır ve hasta haneye işine gider ve her yerde yayılan bir salgın ortaya çıkar bu salgına yakalanan insanlar kısa bir sürede zayıflıyor ve insanları yemeye başlıyorlardır her ısırdıkları insan da bu salgına yakalanmış oluyor yani bir zombi diyebiliriz.Hasta hane bu salgına yakalan insanlarla dolar fakat yapılacak hiç bir şey yoktur ve kısa bir süre sonra ortalık bir kaos alanına dönüşür ve herkes kaçmaya başlar Scarlet'ın tek dersi kızlarıdır ve onları kurtarmayı amaç eder büyük zorluklarla kızların babalarıyla kalacağa eve gider fakat onları bulamaz ve kızıl tepede ki eve gelmelerini söyler burası ıssız bir yerdir ve kendisi daha doktor olmadan önce buraya kızlarıyla temizliye gelmiştir ve kızlarıyla hep buranın bir yerden kaçmak için iyi bir yer olduğunu düşünmüşlerdir. Scarlet notu bırakır ve kızıl tepeye gitmek için yol alır Nathan adında bir adamın da terk derdi kızını kurtarmaktır ve kızıl tepede ki evin sahibi'nin kızı olan Miranda'da bu salgından kaçmaktadır ve kızıl tepeye gitmeye çalışmaktadır Nathan nereye gideceğini bilmiyordur bir yaşlı çift onlara yardım eder sonra Nathan tesadüfen Miranda ile karşılaşır Miranda dan yardım ister Nathan'ın benzini bittiği için orada mahsur kalmıştır ama bir süre sonra zombilerin oraya da geleceğini biliyordur ve Miranda'dan yardım ister Mirada'nın arabası doludur ve alamayacağını söyler ama sonra arabadan biri gönüllü olur ve Nathan üçük kızını onua gönderir ve benzin bulduktan onra onların da geleceğini söyler kızıl tepeye ilk varan Scarlet'tır ve ev sahibi'ni sevgilisiyle ölü bulur ve onları gömdükten sonra ev'i etrafını sağlamlaştırıp kızlarını beklemeye koyulur kısa bir süre sonra Miranda gelir ve Scarlet olanları anlatır ve bir süre sonra Nathan'da gelir ve hepsi burada hayatta kalmaya başlarlar Scarlet her gün kızlarını beklemeye başlar aradan baya zaman geçmiştir ama Scarlet pes etmez ve kızların gelmesi için yolu temizlemesi gerektiğini düşünür ve her gün çıkıp zombileri öldürmeye karar verir Miranda ve kız kardeşi'nin erkek arkadaşları tek başına gidemeyeceğini söyler ve ona yardıma gelmeyi teklif ederler ve her gün böyle temizlik yaparlar Scarlet'a kızlarının bu zamana kadar yaşayamayacağını ölmüş oldukların söylerler ama Scarlet vazgeçmez.
sonunu anlatmayım okumamışsanız kesinlikle okuyun öğrenin :) çok sürükleyici bir kitaptı her sayfasında heyecan var elinizden bırakamıyorsunuz ve anlatmadığım bir sürü olay daha var ben 5 puan verdim bence mükemmeldi.takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın yaparsanız çok sevinirim görüşmek üzere :)